.



   
  netdunyam
  Behçet NECATİGİL
 
 

SENİ YAŞAMAK


Seni her özlediğimde sevgilim,
Gökyüzüne bakıyorum;
Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Denizlere bakıyorum.
Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Kuşlara bakıyorum.
O kanatlardaki özgürlüğünü görüyorum çünkü.
Ve aşkım, seni her özlediğimde,
Adında isyan ediyorum.
Seni özlemek istemiyorum ben,
Ben seni yaşamak istiyorum,
Seni her özlediğimde sana bakmak istiyorum
Ve seni sende görmek sadece


GİZLİ SEVDA

Hani bir sevgilin vardı
Yedi sekiz sene önce,
Dün yolda rastladım
Sevindi beni görünce.

Sokakta ayaküstü
Konuştuk ordan burdan,
Evlenmiş, çocukları olmuş
Bir kız, bir oğlan.

Seni sordu
Hiç değişmedi, dedim,
Bildiğin gibi...
Anlıyordu.

Mesutmuş, kocasını seviyormuş,
Kendilerininmiş evleri..
Bir suçlu gibi ezik,
Sana selâm söyledi.



SEVGİLERDE

Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya herşeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telaşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı


UNUTMAK

Böyle kalacak
Sahipsiz, açık
Örtmeye üstünü
Vaktimiz olmayacak.

Düşünmek bile suç
Gibi uzak yakınları
İçlerinde yaşar mı
Bilgimiz olmayacak.

Yıllarca beraber
Yalnız saatlerde
Olsun hatırlanmaz mı
Cevapsız kalacak.

Kopmuş bağlar
Sonunda öyle ki
Neyimizdi kimdi
Kimsemiz olmayacak

AYRILIKLAR

Karadenizde gemilerin mi battı,
Ağzını bıçaklar açmaz,
Üzüntüdesin gayet.
Sen sızlanmışın çok mu,
Bize edebiyat öğretmeni anlattı:
Neyler bile etmiş şikayet.

Baktın ki olacak gibi değil,
Unuttu diyelim nihayet;
Yine de bulunur tesellisi:
Dünyada başka kız yok mu,
Elini sallasan ellisi -
Mesele bundan ibaret.


DOST !

Dostumdu önceleri,
Göznurunu kitaplara dökmek varken
Avare gezerdi caddelerde.
Dünya böyledir zaten,
Kadın olmasın ara yerde.

Bir varmış, bir yokmuş aramızdaki dostluk.
Kızına kıl kadar olsun göz koysaydım,
Derdim, buydu korktuğu.
Odama uğramaz oldu, semtimden geçmez;
Oysa bir ben vardım içli dışlı olduğu.



AŞK GELMİŞ CİHANA


Kız kaptırdı gönlünü
Sevdiği oğlan kalpsizin biri
Alay etti güldü...
Hiç aşka gülünür mü?

Ne çare, cahil aklı
Kız hastalandı, yattı
Mumda yandı pervane... öldü.

Oğlan sormakta haklı
Hiç aşktan ölünür mü?



BİR EV BİR ÇOCUK


Gençten bir adamdı
Hikayesi gayet kısa.

Yıllar yılı tek başına yaşadı
Bir gün rastladı bir kıza

Düşündüler, birlikte yürüseler
Ömür geçiyor nasılsa.

Şimdi içine bir ev, bir de çocuk girer
Aşkları yazılsa.



AKŞAM ŞİİRİ


Birden hatırlarsın,
O da seni - - birden bazan:
Nerde, ne yapar şimdi
Parlar bir özlem anılar arasından.

Bu akşam ne garip sözcük
Sanki ilk duydum, yadırgıyorum:
Akşam. Bilmem bulur muyum
Yollara baksam?

Söner yangın birazdan
Yatışır özlem.
Bir gün karşılaşırız
Bir gün, bir yarım akşam.




BOŞUNA...

Yanımdan geçerken bir tuhaf baktı,
Arzulu ve davetkardı mutlak.
Bense neden sonra farkına vardım,
Böyle işler bizden ne kadar uzak.

Şimdi
Ha başımı taşlara vurmuşum,
Ha düşmüşüm geceyle sokaklara;
Kimbilir ne zaman karşılaşırım,
Hem tanıyacağım da şüpheli bir daha.




SOLGUN BİR GÜL OLUYOR


Çoklarından düşüyor da bunca
Görmüyor gelip geçenler
Eğilip alıyorum
Solgun bir gül oluyor dokununca.

Ya büyük şehirlerin birinde
Geziniyor kalabalık duraklarda
Ya yurdun uzak bir yerinde
Kahve, otel köşesinde
Nereye gitse bu akşam vakti
Ellerini ceplerine sokuyor
Sigaralar, kağıtlar
Arasından kayıyor usulca
Eğilip alıyorum, kimse olmuyor
Solgun bir gül oluyor dokununca.

Ya da yalnız bir kızın
Sildiği dudak boyasında
Eşiğinde yine yorgun gecenin
Başını yastıklara koyunca.
Kimi de gün ortası yanıma sokuluyor
En çok güz ayları ve yağmur yağınca
Alçalır ya bir bulut, o hüzün bulutunda.
Uzanıp alıyorum, kimse olmuyor
Solgun bir gül oluyor dokununca.

Ellerde, dudaklarda, ıssız yazılarda
Akşamlara gerili ağlarla takılıyor
Yaralı hayvanlar gibi soluyor
Bunalıyor, kaçıp gitmek istiyor
Yollar, ya da anılar boyunca.
Alıp alıp geliyorum, uyumuyor bütün gece
Kımıldıyor karanlıkta ne zaman dokunsam
Solgun bir gül oluyor dokununca




GENÇLİK


Çokları ilk gençliğinde
Hülyalı olur, sevdalı olur
Ekmek elden, su gölden
Evin parası cebinde
Karun misali olur.

Kaç kişi çıkar o devirde
Geçici dünyada insana
Kalıcı değil ana baba
Bunu derinden bilir de
Takar dişini tırnağına.

Hey gençlik, gençlik, gençlik
Avarelik günleri
Ne tatlıdır o yok mu
Duymamak yokluğunu
Dünyada hiçbir şeyin.

Hey gençlik, gençlik, gençlik
Kitaplarda bunalmış
Bir gencin hüzünleri
Elde yok, avuçta yok
Mahrumiyet günleri.



NİLÜFER


Ben oraya koymuştum, almışlar,
Arasına sıkışık saatlerin.
Çıkarır bakardım kimseler yokken;
Beni bana gösterecek aynamdı, almışlar.

Kışken ilkyaz, sularımda açardı;
Buzlu dağlar gerisine kaçıracak ne vardı?
Eski defterlerde sararırmış yaprak.
Beni bana gösterecek anlamdı, almışlar.

Bir ışıktı yanardı gecelerde;
Akşam, çiçekler uykuya yattı,
Sardı karşı kıyıları karanlık-
Beni bana gösterecek lambamdı, almışlar.



GECE VAKTİ


Erkekler evlere çekildi çoktan,
Katran gibi camlara yapıştı perde.
Göreyim sıkıntıyı sav başından,
Gel de dolaşma caddelerde.

Kale her zamankinden korkunç:
Gece vakti, karlar altında, kışın.
Üzüyor mu seni delikanlı,
Yollar gibi sokaklarda kalışın?

Yine yarın benimlesin bekleyiş,
Gelmedi posta treni!
Bu berbat düşünceler saatinde;
Tanrım, başıboş bırakma beni!


 
   
 
-

--- Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol